Radikal
"Dersim Katliamı" döneminde Malatya Emniyet Müdürü
olan İhsan Sabri Çağlayangil'in Kemal Kılıçdaroğlu 'na söylediği "Ordu
zehirli gaz kullandı. Mağaraların kapısının içerisinden bunları fare gibi
zehirledi" itirafını destekleyecek belge açığa çıktı.
Cnnturk.com’dan Murat Aydın’ın haberine göre Dersim Katliamı
sırasında Malatya Emniyet Müdürlüğü görevini yürüten ve Dersim harekatının
sonuçlanmasının ardından kurulan mahkemede, idama mahkum edilen sanıkların
infazını düzenlemekle görevlendirilen İhsan Sabri Çağlayangil, CHP lideri Kemal
Kılıçdaroğlu'na yıllar evvel konuşmuş ve çarpıcı itiraflarda bulunmuştu.
"Bunları Fare Gibi Zehirledi"
İhsan Sabri Çağlayangil, "Abdullah Paşa şimdiye kadar
bu işin böyle olduğunu, fakat hükümetin bundan sonra kararlı olduğunu,
Dersim'in de yurdun öbür parçaları gibi hükümetin otoritesinin cari olduğu ve
hükümetin üstünde tek bir otoritenin bulunmadığı, ağaların lafına
kapılmamasını, meseleyi tekrar tezekkür etmelerini söyledi. Bunlar kabul
etmediler. Sonra biz geri döndük, yeni mehil istendi. Neticeyi söylüyorum.
Bunlar kabul etmediler, mağaralara iltica etmişlerdi. Ordu zehirli gaz
kullandı. Mağaraların kapısının içerisinden bunları fare gibi zehirledi. Ve
yediden yetmişe o Dersim Kürtlerini kestiler. Kanlı bir harekât oldu. Dersim
davası da bitti. Hükümet otoritesi de köye ve Dersim'e girdi. Bugün Dersim'e
rahatça gidebilirsiniz. Jandarma da girer, siz de girebilirsiniz" demişti.
Yönetmenliğini Nezahat Gündoğan, yapımcılığını ise Kazım
Gündoğan'ın yaptığı İki Tutam Saç Dersim'in Kayıp Kızları belgeselinin devamı
olan "Hay Way Zaman" adlı belgeselde yapılan arşiv çalışması sonucu
ulaşılan ve ilk kez yayımlanan belge İhsan Sabri Çağlayangil'in itiraflarını
teyit eder nitelikte.
"Yakıcı Ve Boğucu Gaz Bombaları İstedim"
50. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi
Belgesel Jüri Özel Ödülü alan ve 5 Aralık'ta galası yapılacak olan "Hay
Vay Zaman"da yer alan belge Dersim'de "yakıcı ve boğucu gaz"
kullanımına işaret ediyor.
Dersim'deki harekata dair önemli ayrıntılar taşıyan telgraf,
30 Mart 1937'de 4. Umumi Müfettiş Korgeneral Abdullah Alpdoğan tarafından
Elazığ'dan İçişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Genelkurmay Başkanlığı'na
gönderilmiş.
Harekatın yeni başladığı dönemde Abdullah Alpdoğan'ın
bilgilendirme amacıyla gönderdiği telgrafta, Dersim'de yürütülen faaliyetler
hakkında bilgi veriliyor.
Telgrafın en can alıcı bölümü ise, Alpdoğan'ın,
"Tayyare Alay Kumandanı'ndan yangın ve Milli Müdafaa'dan yakıcı ve boğucu
gaz bombaları istedim" sözleri. Alpdoğan'ın gaz temini için talimat
verdiği bu bölümün, Dersim'de kimyasal gaz kullanıldığını gösterdiği yorumu
yapılıyor.
Harekat Başlar Başlamaz Bombardıman Uçakları Gönderildi
Telgrafta ayrıca Alpdoğan, "Tayyare Bölüğü bugün
Elaziz'e geldi. Çanakkale'den tertibine emir buyrulmuş olan jandarmaların
Balıkesir'den bindikleri trenin dün hareket ettiği haberi de alındı. Her
sıkıntılı zamanlarda vazifelerimizi kolaylaştırıcı ve bizleri kuvvetlendirici
yüksek eli, yardımı yetiştirmekle büyüğümüze arzı şükran müsaraat ederim"
sözleriyle harekata Çanakkale'den getirilen askerlerin de katıldığını
belirterek hükümete şükranlarını sunuyor.
Seyit Rıza: "Biz Yapmadık"
Telgrafa göre, harekatın başladığı ilk günlerden itibaren
Seyit Rıza'nın hükümetle irtibat halinde olduğu, yıkılan köprünün ve askerlere
karşı saldırının kendileriyle ilgisinin olmadığını askeri yetkililere iletiyor.
Telgrafta "Dün Seyit Rıza'nın büyük oğlundan ve bugün
Seyit Rıza'nın bizzat kendisinden Sin'deki müfreze kumandanının yanına adamlar
geldi. Kendilerinin bu işlerle karışmadıklarını iddia ediyorlar"
tespitinde bulunuluyor.
Zehirli Gaz Kursları Açıyorlar!
İlk kez yayınlanan ikinci belge de 3 Ağustos 1937 tarihli
Tan gazetesinin haberi.
"Kırmanjlar Bunların Kürtlük Denilen Şeyle Hiç
Alakaları Yoktur" başlıklı haber ise Abdullah Alpdoğan'ın "Yakıcı ve
boğucu gaz istedim" sözünün uygulamaya geçtiğini gösteriyor.
Latif Erenel tarafından yazılan haberde, Dersimlilerin öz be
öz Türk oldukları belirtilerek, Alpdoğan tarafından Elazığ'da zehirli gaz kursu
açıldığı belirtiliyor.
Haberde Alpdoğan'ın gaz kursunu açarken "Devlete uzanan
eli kırmak, devlet kanununu tecavüz edilemez hale getirmek vazifemizdir"
dediği aktarılıyor.
Gündoğan: "BM İnsanlığa Karşı İşlenmiş Suçlar"
"Yeni belgeler ne anlama geliyor?" sorusunu
cevaplayan "Hay Way Zaman"ın yapımcısı Kazım Gündoğan, "Dersim
katliamında her geçen gün yeni belgeler açığa çıkıyor. Ancak en güçlü belge
tanıkların kendisidir. Gerek mağdurlar, gerekse failler cephesinde her bir
tanık devletin resmi tarih yazımını yıkıyor ve yeni bir tarih yazımının önünü
açıyor. Devlet cephesinden pek çok görevlinin anlatımları, itirafları bu en
güçlü belge niteliğindedir. İ.Sabri Çağlayangil'in 'Ordu zehirli gaz kullandı,
o Dersimli Kürtleri fareler gibi öldürdü' itirafını destekleyen bu belgeler
şunu gösteriyor. Devletin Dersim'de yaptıkları BM İnsanlığa karşı işlenmiş
suçlar kriterlerinin hepsiyle örtüşüyor. Bugün ve yarın tartışılması gerek
budur" dedi.
"Hay Way Zaman"
Belgenin yer aldığı "Hay Way Zaman" adlı
belgeselin kısa özeti ise şöyle:
"Köklerinde koparıldığında henüz 5-6 yaşlarındaydı.
Ailesi öldürülmüş yaralı abisiyle ölülerin içinden çıkıp köylerine giderken
yolda abisini de kaybeder. Onun travmalı çocuk hafızasında, 75 yıldır abisinin
kan kokusu vardır. İki Tutam Saç-Dersim'in Kayıp Kızları belgesel filminden
sonra ulaşılan yüzlerce kayıp kızdan biri Emoş Gülver... Ailesinden, dilinden,
inancından, tarihinden, kültüründen koparılmış bir kız çocuğunun 74 yıl sonra
köklerini arama ve hatırlama hikâyesidir Hay Way Zaman..."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder