26 Mayıs 2014 Pazartesi

28.05.2014 Nor Or 29. Program Konuğu: Inger Tiyatro Grubu



Her çarşamba saat 20.00'da 95.1 Özgür Radyo'da yayınlanan Nor Or programına Inger Tiyatro Grubu konuk olacak. Bu hafta yayınlanacak 29. programın konuları:

- Grup ve Son Oyunu ''Şimdi Olmaz Sevgilim''
- Ermeniler ve Tiyatro 

Program dili: Türkçe

16 Mayıs 2014 Cuma

Sayat Nova Korosu 42. yaşını kutluyor!



​​Türkiye Ermeni toplumundan doğan, çalışmalarına 24 Nisan 1972 tarihinde Boyacıköy Surp Yerits Mangants Kilisesi çatısı altında başlayan Sayat Nova Korosu, 23 Mayıs 2014, Cuma günü Şişli Kent Kültür Merkezi’nde ‘Yaş 42’ temasıyla vereceği konserde 42 yıllık hikâyesini sahneleyecek.

2004 yılından beri Sayat Nova Çocuk Korosu bünyesinden yetişmiş Melikcan Zaman şefliğinde çalışmalarını sürdüren Sayat Nova Korosu, şarkılar ve videolar eşliğinde 1972’den bu yana gerçekleştirdiği tematik konserlerden ve etkinliklerden bir demet sunacak seyircilerine. Ermenistanlı müzisyenlerin de dahil olduğu bir orkestra eşliğinde Koro’nun 42 yıllık birikiminden örnekler icra edilecek.

14 Mayıs 2014 Çarşamba

Program İptali



Bugünkü programımız Soma'daki iş cinayetleri nedeniyle iptal olmuştur. Haftaya saat 20.00'da 95.1 Özgür Radyo'da görüşmek üzere...

Inger Tiyatro Grubu ile olacak programımız 2 hafta sonraya ertelenmiştir.

Soma için Eylem Çağrısı



Soma'da elektrik trafosunun patlaması sonucu madende yangın çıkmış ve sonrasında çok sayıda işçinin (300-700) madende mahsur kalmıştır. Oluşan göçük ve sızan gaz dolayısıyla işçilerin hayati tehlikesi hat safhadadır.

Alınmayan önlemler, denetlenmeyen firmalar yüzünden her gün ölen binlerce işçi arkadaşımız için 14 Mayıs Çarşamba Günü saat 19.00 da Taksim Tünelde toplanarak yürüyüş gerçekleştirilecektir. Tüm Basına ve kamuoyuna çağrımızdır.

KESK İST. ŞUBELER PLATFORMU
DİSK İSTANBUL ŞUBELERİ
İSTANBUL TABİP ODASI
TMMOB
TÜRK İŞ İSTANBUL ŞUBELER PLATFORMU

14 Mayıs 2014'te gerçekleşecek 28. programımız Soma'da öldürülen işçilere itaf edilmiştir.

Almanlar, Kadere İnanmıyor Diye mi Ölmüyor?



Radikal

Alman Taşkömürü Kurumu tıpkı Türkiye Taşkömürü Kurumu gibi 150 yıllık bir maziye sahip.  Bugün RAG Deutsche Steinkohle ismiyle Almanya’nın Ruhr bölgesinde faaliyet gösteren bu kurum Alman devleti tarafından doğrudan finanse ediliyor ve Avrupa’nın en büyük taşkömür işletmesi.

Başbakan Erdoğan Zonguldak’ta 30 maden işçimizin bir patlama sonucu hayatını kaybetmesini, “kader” olarak niteleyince dün, böyle bir kader diğer maden ocaklarında da var mı diye Almanya’ya uzandık.

Tiyatro: Şimdi Olmaz Sevgilim


Aras Nas'ın yönetmenliğindeki Inger Tiyatro Grubu'nun son oyunu ''Şimdi Olmaz Sevgilim'' Mayıs ayında da izleyici ile buluşuyor. 16 ve 23 Mayıs Cuma tarihlerinde sahnelenecek oyun 2 perdelik bir komedi.


7 Mayıs 2014 Çarşamba

07.05.2014 27-երորդ Նոր Օր Յայտագրի Նիւթը՝ Հայոց Ցեղասպանութիւնը


Ամէն Չորեքշաբթի ժամը 20ին 95.1 Էօզկիւր Ռատիօյէն ձայնասփռուող Նոր Օր յայտագրի այս շաբթուան նիւթը է՝ Հայոց Ցեղասպանութիւնը: Այս շաբաթ ձայբասփռուելիք 27-երորդ յայտագրի նիւթերն են՝

- 1 Մայիսի Դէպքերը
- Հրանդ Հակոբեանի Հետ Հարցազրոյց
- Հայոց Ցեղասպանութիւնը
- Ռեճեփ Թայյիփ Էրտողանի Ցաւակցութիւնը

Յայտագրի լեզուն Հայերէն է:

07.05.2014 Nor Or 27. Program Konusu: Ermeni Soykırımı


Her çarşamba saat 20.00'da 95.1 Özgür Radyo'da yayınlanan Nor Or programında 1915 Ermeni Soykırımı konuşulacak. Bu hafta yayınlanacak 27. programın konuları:

- 1 Mayıs 2014 Gösterileri
- Yönetmen Hrant Hagopyan ile Röportajı
- 1915 Ermeni Soykırımı
- 1915 ile İlgili Başbakan Erdoğan'ın Açıklamaları ve Tepkiler

Program dili: Türkçe & Ermenice

6 Mayıs 2014 Salı

“1965”: 2015'ten 50 Yıl Önce 1915’ten 50 Yıl Sonra



Ermeni Soykırımı’nın 100. yıldönümünden bir yıl önce, anmaların dünya çapında ilk başladığı 1965 yılında yaşananların Türkiye’ye yansıması “1965” kitabında toplandı. Gazeteciler Serdar Korucu ve Aris Nalcı’nın soykırımın 50. yılında Türkiye medyasında yer alan haberleri mercek altına aldıkları kitap, Ermeni Kültür Yayınları aracılığıyla okuyucuyla buluşuyor.

Ermeni diasporasının 1965’te dünyanın dört bir yanında düzenlediği anma etkinliklerinin yansımalarını aktaran kitap, 50 yıl önceki 24 Nisan’da neler yaşandığını, hangi dinamiklerin etken olduğunu, dünya kamuoyunda soykırımın nasıl yankılandığını günümüze taşıyor.
Kitap, Lübnan’da bir grup Ermeni’nin öncülüğünde tüm dünyaya yayılarak ‘diaspora siyaseti’nin temellerinin atıldığı 1965’te soykırımla ilk kez bu kadar dolaysız yüzleşen Ankara’nın tutumunu gözler önüne seriyor.

5 Mayıs 2014 Pazartesi

Taziye Lafta Kalmasın



Nayat KARAKÖSE & Aren DADIR & Uygar GÜLTEKİN
Agos.com.tr

Başbakan Erdoğan’ın, geçen hafta, Ermeni Soykırımı’nın 99. yılı anma törenlerinden bir gün önce yayımladığı taziye mesajının yankıları sürüyor. Toplumun genelinde hem şaşkınlık, hem de heyecan yaratan taziye mesajı, hiç şüphesiz, Türkiye’de yaşayan Ermeniler için ayrı bir anlam ve önem taşıyor. Ermeni toplumunda çoğunluk, hükümetin bu girişimini olumlu bir adım olarak değerlendirip memnuniyetini dile getirirken, “Yetmez ama evet” demeyi ihmal etmiyor. Taziye mesajını 99 yıllık ‘yüzleşememe’ tarihinde önemli bir eşik olarak nitelendiren, toplumun farklı kesimlerinden kişiler, Ermeni toplumunun böyle bir açıklamaya ihtiyacı olduğunu, diğer partilerin tutumu ortadayken AK Parti’nin risk aldığını ve bu mesajın hem Ermenistan’la ilişkilerin, hem de Türkiye toplumundaki yaygın ‘Ermeni algısı’nın normalleşmesi açısından umut verici olduğu görüşünde. Taziyenin sadece taziye olarak ve lafta kalmaması, yüzleşme eşiğinde ve ilişkilerin normalleşmesinde olumlu adımlar atılması için beklentilerin arttığı Ermeni toplumunun farklı kesimlerinden kişiler, görüşlerini Agos’la paylaştı.

‘Soykırımı inkâr yeni bir formla devam edecek’
Sayat Tekir (Nor Zartonk Eş Sözcüsü)


Beklediğimiz üzere, 2015’e bir yıl kala, Türkiye ve Dünya halkları nezdinde, 99 yıldır süregelen kaba inkârcı politikalar iflas etmiş, sürdürülemez hale gelmiştir. Başbakan Erdoğan’ın bu açıklamaları, bu sebeple, Türkiye’nin Ermeni Soykırımı’na ve 2015’e yönelik yeni stratejisinin manifestosudur. Bir devlet politikası olarak 99 yıldır devam eden Ermeni Soykırımı’nın inkârı yeni bir formla devam ettirilmeye çalışılacaktır. Ermeni Soykırımı’nı bağlamından koparıp, “Birinci Dünya Savaşı esnasında yaşanan hadiseler” olarak adlandırmak, Soykırım’ı normalleştirmeye çalışmaktan, sıradanlaştırmaktan başka bir şey değildir. Bununla birlikte, son yıllarda bolca gündeme getirilen, Çanakkale Muharebesi ya da Sarıkamış Harekâtı’nda yaşanan kayıplarla 1915’in bir tutulması, devletin yeni stratejileriyle inkârı devam ettirdiğinin en iyi göstergesidir. 1915 Ermeni Soykırımı, ‘olay’, ‘hadise’, ‘muharebe’ ya da ‘harekât’ değil, bir soykırımdır. Yapılan açıklama, Türkiye’yi dünya ve Ermeni kamuoyuna demokratik ve çoğulcu bir ülke gibi gösterme çabasından başka bir şey değildir. “1915 olaylarına ilişkin farklı görüş ve düşüncelerin serbestçe ifade edilmesi”, Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğuna kanıt değildir. Gezi Direnişi’nde yaşam alanlarını savunanlara karşı orantısız bir şiddet uygulatıp, ölüm ve yaralanmalara neden olanların, Gülsüm Elvan’ı meydanlarda yuhalatanların, bugün ifade özgürlüğünden, çoğulculuktan ve demokrasi kültüründen bahsetmeleri manidardır. Bununla beraber, Soykırım’dan bu yana Türkiye Cumhuriyeti’nin Ermenilerle ilgili politikalarında herhangi bir değişiklik olmadığı, Hrant Dink’in, Sevag Balıkçı’nın ve Maritsa Küçük’ün katledilmelerinden, mahkeme süreçlerine, gayet açıktır. Dolayısıyla, ne taziye, ne merhamet, sadece adalet istiyoruz.

1 Mayıs 2014 Perşembe

Eşitlik, Özgürlük, Kardeşlik ve Barış için 1 Mayıs’a! 1 Mayıs’ta Nor Zartonk’la Taksim’e!



İşçilerin, işsizlerin, emekçilerin, aydınların, öğrencilerin, gençlerin, direnişçilerin, kadınların, LGBT’lerin, ‘az’ların ve ‘çok’ların birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta, eşitlik, özgürlük, kardeşlik ve barış için herkesi 1 Mayıs’ta Taksim’e, Nor Zartonk’la birlikte yürümeye çağırıyoruz!

On iki yıllık iktidarı boyunca ülkeyi milliyetçilik, muhafazakarlık ve popülizm doğrultusunda, sosyal hakları azaltarak, yüksek vergiler ve özelleştirme ile hukuk tanımaz bir şekilde yöneten R. T. Erdoğan, demokrasiyi de iki dudağı arasına hapsetmiştir.

Asimilasyoncu ve inkârcı politikalara karşı çıkan halkların, sosyal adaletsizliğe ve çalışma koşullarının geriletilmesine karşı çıkan emekçilerin, hidroelektrik, termik ve nükleer santrallere karşı doğadan yana olan köylülerin, kültürel mirasın yok edilmesine karşı ‘Emek bizimdir’ diyenlerin, özgürlüklerini ve parkını savunan Gezi direnişçilerinin, cinsel ayrımcılığa karşı ‘biz de varız’ diyenlerin payına her zaman devlet şiddeti düşmektedir. Yasaklar, sansür ve baskı günbegün artarak devam etmektedir.