ETHA
Gezi direnişi ve Rojava devrimi ruhuyla toplanan HDK 3.
Genel Kurulu'nda söz alan tüm delegeler, HDK'nin ezilenlerin kurtuluş
mücadelesinde umut olduğuna işaret etti.
HDK Yürütme Kurulu Üyesi Saruhan Oluç, iki yıllık faaliyet
raporu sunumunu yaptı. Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku'nun HDK'nin oluşumunun
ön açıcı olduğunu söyleyen Oluç, "Üç kırmızı çizgimizden vazgeçmedik.
Anadilde eğitim, farklılıkların anayasal güvence altına alınması, üçüncü
hedefimiz yerinden yönetimle yeni idari yapıyı önerdik, önereceğiz. HDK,
aslında kader ortaklığı. Geleceği ortak, birlikte kuralım diyenlerin, eşitlik
isteyenlerin zemini oldu. Ortak talepler ve ortak örgütlenmeyi hedefledik. Gezi
nasıl ortak mücadele alanımız olduysa Nusaybin'de yapılan duvar da ortak
mücadelemiz olacak. Rojava devrimi karşısında nasıl heyecanlandıysak, Van'daki
deprem de acılarımızı ortaklaştırdık. Böyle yaparsak birlikte ve demokratik
geleceği kurabiliriz" dedi.
'Sokaktaki
Mücadelemizi Sürdüreceğiz'
Seçim barajını tanımayacaklarını kaydeden Oluç,
"Seçimler yapacağımız tek iş olmayacak. Sokaktaki mücadelemizi
sürdüreceğiz. Sokakları adım adım arşınlayarak sesimizi her tarafta
duyuracağız. Beş eksende sürdüreceğiz. Demokrasi, emek, kadın, ekoloji ve gençlik
eksenli sürdüreceğiz. Taleplerin ve hakların yerine getirilmemesine karşı her
yerde mücadeleyi yükselteceğiz. Kürt siyasal hareketiyle ve Kürt hareketiyle
birlikte sürdüreceğiz. Sayın Öcalan'ın İmralı'da başlattığı müzakerelerin
sonuca ulaşması için tüm enerjimizi ortaya koyacağız. Özgürlük ve eşitlik
mücadelesini bu şekilde kazanacağız. Kimse lütfetmeyecek. Bu bizim için onur
mücadelesi. Başımızı eğmeyeceğiz" dedi.
Bülbül: Gerçeğe Hü
PSAKD Başkanı Kemal Bülbül, "Farklılığımız
zenginliğimizdir" sözünün artık erozyona uğradığını belirterek,
"Farklılığımız gerçekliğimizdir, gerçekliğimiz eşitliğimiz olacaktır"
denilmesi ve bu çerçevede yürünmesi gerektiğini söyledi. Bülbül, Türkiye'nin
demokratikleşmesinin önündeki tüm engelleri aşmak için HDK'da olacaklarını
belirtti. "Cemevleri terör yuvasıdır" açıklamasına tepki gösteren
Bülbül, şu yanıtı verdi: "Terör yuvası; Ali İsmail Korkmaz'ı katledenlerin
olduğu yerdir, terör yuvası; Kürdistan'da binlerce köyü boşaltan, tecavüz
yapan, Ape Musa'yı, Hrant Dink'i, Uğur Mumcu'yu katledenlerin olduğu
yerdir."
3 Kasım'da İstanbul'da yapılacak mitinge halkı davet eden
Bülbül, konuşmasını, "Gelin canlar bir olalım, gerçeğe hü diyorum"
diye tamamladı.
Gürkan: Kazanan Hdp
Ve Halkın İradesi Olacak
EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, AKP'nin ceberrut
politikaları karşısında tüm toplumsal kesimlerin yeni bir arayış içinde
olduğunu söyledi, HDK'nın "zalimin zulmüne karşı direnme gücünü
oluşturacağını ve arayış içinde olan halk kesimlerine umut olduğunu"
söyledi. HDK'nun umut olmaya devam etmek için siyasal seçenek durumunu
söylemden çıkarıp gerçeğe dönüştürmesi gerektiğini kaydeden Gürkan, "Umudu
büyütmenin en önemli yollarından birisi demokrasi mücadelesinin önemli
adresiyse kendi içinde de demokrasiyi işletecek mekanizmayı kurmak gibi bir
sorumluluğumuz söz konusudur" dedi.
Yerel seçimler için adayların belirlenme sürecinden seçim
çalışmasına kadar halkın ve bileşenlerin iradesinin yansıdığı bir perspektifle
hareket edilmesi gerektiğini kaydeden Gürkan, "Kazanan sadece HDP olmayacak,
halkın iradesi olacak, onun siyasal deneyimleri olacak" diye konuştu.
3. Yol Yok, İki Cephe
Var
İstanbul Bağımsız Milletvekili ve HDK Yürütme Kurulu üyesi
Levent Tüzel, ikinci yıl dönümünde olan Van depreminde kaybedilenleri ve
Haziran direnişinde kaybedilenleri andı.
Neoliberal politikaların uygulayıcısı AKP iktidarı ile
hesaplaşacaklarına işaret eden Tüzel, ODTÜ direnişini de hatırlattı, direnişi
büyütmeye çalışacaklarını söyledi.
Demokrasi paketindeki toplantı ve gösteri hakkına ilişkin
maddeyi eleştiren Tüzel, hükümetin sahtekarlığının ODTÜ'de görüldüğünü
belirtti. Tüzel, üçüncü yol söylemine karşı çıkarak, "Ortada iki güç var,
iki cephe var, iki saf var. Bir tarafta her türünden iktidar odakları,
AKP'sinden CHP'sine sermaye güçleri öbür tarafda HDK ve demokrasi cephesinde
buluşanlar. Bu kadar açık ve net" diye konuştu.
Tüzel, Rojava sınırına örülen utanç duvarlarına da sert
tepki gösterdi, "Duvarları yıkacağız" dedi.
Chp'den Hdp'ye
Milletvekili Mi Geçecek?
CHP'den HDP'ye milletvekillerinin geçeceği haberlerini
hatırlatan Tüzel'in haberleri yalanlamaması dikkat çekti, "CHP'de çatlak
yaratacakları" mesajını verdi.
Önder: Bu Savaşı
Kazanacağız
HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, emek,
özgürlük, demokrasi, eşitlik, adaleti savunan kim varsa, HDK'nin onlarda yüksek
bir heyecan oluşturduğunu söyledi. Bunun dışında kalan bütün kesimlerin ise
HDK'yi ya itibarsızlaştırmaya ya da kısır tartışmalara boğmaya çalıştığını
belirten Önder, birlik çalışmalarının bugüne kadar hep akamete uğradığını, HDK'nın
bunu başardığını dile getirdi.
HDK'nin; bileşenlerin kendi özgünlüklerini koruyarak bir
araya gelinebileceğini, bireysel temsiliyetlerin de yer alabileceğini
gösterdiğini kaydeden Önder, "Hep birlikte bu işi başaracağız, ister
ikinci yol diyelim, -evet sömürenler ve sömürülenler var, zalimler ve zulme
uğrayanlar var- ister üçüncü yol diyelim, yoksullar, mülksüzler, devrimciler,
emekçiler, halklar, inançlar diyelim, bu savaşı kazanacağız. Bu pratiği
göstereceğimiz ilk gündem de mahalli seçimlerdir. İtibarsızlaştırma, yok sayma
çalışmalarına en etkili cevabı vereceğiz" diye konuştu.
Hatice Altınışık, Suriye'den gelen Alevi mültecilerin
durumunu anlatarak, mültecilere yönelik saldırıyı hatırlattı, duyarlılık
çağrısı yaptı.
Sakarya'dan gelen Ümit Erten, konuşmasına Çerkesce ile
başladı, ardından Türkçe devam etti. Kendi kimlikleriyle, kendi kültürleriyle
HDK içerisinde yer aldıklarını söyleyen Erten, Çerkeslerin maruz kaldığı
sürgünü ve Türkiye'de yaşadıklarını anlattı. Çerkeslerin görülmediğini belirten
Erten, "HDK ile umutlandık, detaylıca da inceledik, inandık. Bir yıla
yakındır da Sakarya'da HDK içinde çalışıyoruz. Proje ötekileştirilen herkese
kendini ifade etme, kendi sorunlarına çözüm bulma imkanı veriyor" diye
konuştu.
SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, faaliyet raporunda yer alan
toplumsal olanı siyasallaştırma, siyasal olanı da toplumsallaştırma vurgusunun
önemli olduğunu belirtti. HDK ile ilgili son günlerde ana akım medyada yer alan
haberlere değinen Turan, "Esas tedirgin oldukları Gezi'nin çapulcuları ile
Kürt dağlarının 'teröristlerinin' yan yana gelmesidir" dedi. Marjinal
kavramının Gezi ile birlikte artık değiştiğini kaydeden Turan, "İnanmış,
organize, militan karşı duruşu, muhalefetin geliştirilmesi gerektiğini"
ifade etti.
Gezi Ruhunu Akp'ye
Öldürtmemek Gerekiyor
Limter-İş Sendikası Genel Başkanı Kanber Saygılı, seçim
sürecine girildiğini belirterek, "Bu seçim sürecinde nereye gittiğimizi
anlamak gerekir. Birincisi gençlerimizin ölmediği bir süreçten geçiyoruz.
İkincisi Rojava devriminin halklarımıza ilham verdiği bir süreçten geçiyoruz.
Üçüncüsü Gezi ayaklanmasını yaşadık, AKP'yi devirebiliriz fikrinin daha da
güçlendiği bir süreçten geçiyoruz. Lice'den Gezi'ye küçük de olsa halkların
kucaklaşmasını yaşadık. Yani avantajlıyız. Bizler bu süreçte özellikle
birincisi Rojava devrimi, ikincisi Gezi'ye sahip çıkmak, Gezi ruhunu ayakta
tutmak, AKP'ye öldürtmemek gerekiyor. Gezi'ye sahip çıkmanın yolu Gezi
tutsaklarına, gazilerine, şehitlerine sahip çıkmaktan geçiyor" dedi.
HDK'nin batılılaşmaya ihtiyacı olduğunu söyleyen Saygılı,
şöyle devam etti: "Türk emekçileriyle buluşmaya ihtiyacımız var.
Taşeronlaştırma, kıdem tazminatı, iş cinayetlerini es geçmeyelim, bizi
ilgilendirmez demeyelim, bu sorunlara mutlaka sahip çıkalım. Batıda güç olmak
istiyorsak, Kürt halkı ile Türk emekçilerini buluşturmak istiyorsak işçilerin
temel sorularına sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum."
Nor Zartonk'tan Sayat Tekir ise önce Ermenice konuştu. Ardından
Türkçe ile devam eden Tekir, Gezi direnişinde yaşamını yitirenleri andı ve
Gezi'de yaralananlar ile tutuklananları selamladı. Tekir, KCK Genel Başkanı
Abdullah Öcalan'ın başlattığı sürecin hükümet tarafından baltalandığını
kaydederek, "Açıklanan paket hiçbirimizin sorunlarına çözüm olmuyor. Barış
getirmesi mümkün değil. Barış halkların, emekçilerin mücadelesiyle gelecektir.
Geçmişle hesaplaşmadığımız sürece barış toplumsallaşmayacak. Hrant Dink'in
ardından Ermenilere saldırılar halen sürüyor. Soykırım uygulamasıyla halen
bizlere numaralar veriliyor. Bu Ermenilerin sayısını azaltmıştır. Ermeniler
korkuyor ama kendi örgütüyle bu korkuyu kıracaktır. Ermeniler eşitlik, özgürlük
ve barış mücadelesinin öznesidir. Kenar süsü değildir. Tahayyül ettiğimiz
geleceği kurabilmemiz Ermenilerin politik taleplerini sahiplenerek olmalı.
Merhamet değil, adalet bekliyoruz. Adalet olmadıkça barış gelmeyecek" diye
konuştu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder